Okul öncesi; bir çocuğun gelişiminde çok önemli bir aşama olarak kabul edilir ve bu dönemde alınan eğitim ve destek ileri yaşlarda büyük bir etkiye sahiptir. Ancak bazı çocuklar anaokuluna veya kreşe gitmekten korkar ve çekinir. Bu durum anne ve babaların endişe yaşamasına ve çocuğun eğitimini olumsuz anlamda etkilemesine neden olabilir.
Okul; bir çocuğun yaşamındaki ilk toplumsal kurumdur. Çocuk burada başka insanları sevmeyi, onlara saygı duymayı, paylaşmayı kurallara uymayı ve toplum içerisinde bir birey olarak var olmanın gerektirdiği tüm sorumlulukları öğrenir. Ayrıca çocuklar okul öncesi eğitim sayesinde okulda uygulanması gereken temel alışkanlıkları kazanır. Sosyal ilişkilerinin ilk temelleri burada atılmış olur. Ayrıca okulda çocuğun kişiliğinin şekillenmesi konusunda büyük bir rol oynadığı söylenebilir.
Çocuğun ilk öğretmeni anne ve babasıdır. Bu yüzden çocuk bireysel ve toplumsal hayata dair öğrenmesi gereken ilk bilgileri ve ilk eğitimi aile bireylerinden alır. Ancak bu eğitim hayatını sorunsuz şekilde yürütülebilmesi için yeterli satılmaz. Toplumsal hayatın gereği olarak çocuklar sosyalleşmek zorundadır. Bu yüzden okul, çocuğun ailenin güvenli sıcak atmosferinden ilk defa dışarıya açıldığı ve sosyalleşmenin gerçekleştirdiği bir ortam olarak ifade edilebilir.
Çocuğun dış dünyayla tanışması ise mümkün olduğunca erken dönemde gerçekleşmelidir. Dış dünyayı erken dönemde tanıma fırsatı bulan çocuk gelecek yaşamında sosyal çevresiyle sağlıklı, uyumlu ilişkiler kurması ve ilişkilerini yürütebilmek açısından sağlam temeller atmış olur. 3-6 yaş bilimsel olarak çocukların eğitim yaşıdır. Hayatın özellikle ilk üç yılı çocukların hem psikolojik hem de fiziksel olarak anneye ev fazla ihtiyaç duyduğu dönemdir. Bu dönem içerisinde annenin mümkün olduğunca çocuğun bakım ve eğitimiyle meşgul olması, herhangi bir okul öncesi eğitim kurumundan yardım almaması en sağlıklı yoldur. Ancak günümüz şartlarında çalışan annelerin giderek artış göstermesi, okul öncesi eğitim kurumlarının talep edilen zamandan daha önce gerekli hale gelmesine neden olur.
18 ay itibariyle çocukların anlama kapasitesinde çok belirgin bir artış yaşanır. Buna paralel olarak konuşmaya hazırlık açısından da ilerlemeler kaydedilir. Dış dünyayı çok daha yakından tanımak isteyen çocuk, çevresindeki insanlarla ve özellikle kendi yaşıtlarıyla daha yakından ilgilenmeye başlar ve daha fazla ilişki kurar. Bu sayede sosyalleşme adına ilk adımlar atılmış olur. Dolayısıyla bu yaş aralığında anne ve babaların katılabildiği kısa süreli oyun gruplarının tercih edilmesi normaldir. 2-3 yaş itibariyle ise haftanın belli günlerinde ya da yarım gün okul öncesi eğitim kurumlarına gönderilmesinde fayda vardır.
Çocukların anaokuluna gitmek istememesinin başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Ayrılık kaygısı: Özellikle 2-3 yaş arasında olan çocuklar için anne babalarından ayrılmak korku sebebi olabilir,
Yeni ortama uyum sağlama zorluğu: Yeni bir çevre, farklı kurallar ve insanlar çocuğun korkmasına sebep olabilir,
Okul ortamında yaşanan zorluklar: Arkadaşlık ilişkilerinde ortaya çıkan sorunlar ya da öğretmenle alakalı sıkıntılar çocuğun okul fobisi yaşamasına neden olabilir,
Olumsuz deneyimler: Geçmiş dönemde yaşanan olumsuz deneyimler, çocukların anaokuluna gitmek istememesine sebep olabilir. Örnek vermek gerekirse bir önceki anaokulunda yaşanan kötü bir olay ya da öğretmenle yaşanan herhangi bir sorun çocuğun yeniden anaokuluna gitmek istememesine sebep olabilir,
Evde olma rahatlığı: Evde olmanın verdiği güven ve rahatlık hissi, çocukların anaokuluna gitmek istememesine sebep olabilir. Evde, tanıdık bir ortamda olmanın verdiği o güven duygusu çocukların yeni bir ortama uyum sağlamasını zorlaştırabilir,
Fiziksel rahatsızlıklar: Bazen yaşanan fiziksel rahatsızlıklar çocukların anaokuluna gitmek istememesine sebep olabilir. Örneğin baş ağrısı, mide ağrısı gibi belirtiler çocuğun okula gitmek istememesinin altında yatan gerçek sebepler olabilir.
Çocukları okula alıştırmanın yolları şu şekilde sıralanabilir:
Güven duygusu oluşturmak: Çocuğun güven duygusunu güçlü hale getirmek, anaokuluna gitmek istememe sorununu çözme konusunda oldukça etkili bir adımdır. Anne baba olarak çocuğa destekleyici ve anlayışlı bir tavır sergilemek onun güven duygusunu artırma konusunda etkilidir. Çocuğunuzla dürüst ve açık bir şekilde iletişim kurarak onun duygularını anlamaya çalışabilirsiniz,
Kademeli olarak alıştırma: Çocuğu anaokuluna alıştırmak için kademeli alıştırma yöntemi uygulayabilirsiniz. İlk olarak çocuğunuzla beraber kısa süreli ziyaretler yaparak onun yeni bir ortama uyum sağlama konusunda yardımcı olabilirsiniz. Bu sayede zamanla bu ziyareti uzatarak çocuğun anaokuluna alışmasını sağlayabilirsiniz,
Pozitif deneyimler yaşatmak: Çocuğun anaokuluyla alakalı pozitif deneyimler yaşamasını sağlamak onun anaokuluna gitmek istememe sebeplerinin azalmasını sağlayabilir. Öğretmenlerle iyi ilişkiler kurmak, çocuğun anaokuluna gittiğinde kendini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda çocuğun sevdiği aktiviteleri anaokulunda yapmasına imkân sunmak pozitif deneyimler yaşanmasını sağlayabilir,
Rutin oluşturmak: Çocukta düzenli bir rutin oluşturmak çocukların anaokuluna gitme alışkanlığı kazanmasına yardımcı olabilir. Her gün aynı saat aralığında kalkmak, okula gitmek, kahvaltı yapmak, çocuğun günlük rutine uyum sağlamasını kolay hale getirir. Rutin, çocuğun güvende hissetmesine ve anaokuluma gitme konusunda daha rahat olmasına yardımcı olur,
Fiziksel rahatsızlıkları dikkate almak: Çocuğun fiziksel rahatsızlığı varsa bu durumu dikkate almak çok önemlidir. Doktor kontrolü ile beraber bu rahatsızlıkların neden kaynaklandığını öğrenmek ve gereken tedaviyi uygulamak gerekir. Fiziksel rahatsızlıkların çözüme ulaşması çocuğun anaokuluna gitmek istememe nedenlerini ortadan kaldırabilir,
Sosyal beceri gelişimine destek olmak: Çocuğun sosyal becerilerini geliştirmek için katkı sağlamak, anaokuluna gitmek istememe sorunu ortadan kaldırma konusunda yardımcı olabilir. Sosyal becerileri çocuğun yeni arkadaşlıklar kurmasına ve sosyal ortamlarda çok daha rahat hareket etmesine yardımcı olur. Bu yüzden çocuğun çeşitli sosyal etkinliklere ve oyun gruplarına dâhil edilmesi sosyal becerilere destek olmak anlamına gelir,
Öğretmen ve okul işbirliği: Öğretmen ve okul ile bir işbirliği içerisinde olmak, çocuğun anaokuluna gitme sürecini kolay hale getirir. Öğretmenlerle düzenli şekilde iletişim kurarak çocuğun durumu hakkında bilgi almak ve öğretmenlerin önerilerini dinlemek gerekir. Okul ile işbirliği yapmak, çocuğun okula uyum sürecini hızlandırabilir,
Çocuğun duygularını dinlemek: Çocuğun duygularını anlamaya çalışmak ve onu gerçek anlamda dinlemek anaokuluna gitmek istememe sorununu ortadan kaldırma konusunda önemli bir adımdır. Çocuğun korkularını, endişelerini ve duygularını anlayarak ona destek olmak gerekir. Ayrıca bu noktada onun duygularını ciddiye almak ve anlamak, kendini güvende hissetmesine yardımcı olur,
Anlayışlı ve sabırlı olmak: Sabırlı ve anlayışlı olmak, çocuğun anaokuluna gitme sürecinde önemli bir rol oynar. Çocuğun bu süreci kendi hızında yaşamasına izin vermek ve zorlamamak gerekir. Dolayısıyla sabırlı ve anlayışlı bir tavır içerisinde olmak çocuğun güvenini kazanmanızı sağlar.
Okul öncesi dönem; çocukların çok hızlı bir şekilde gelişim ve değişim sürecinden geçtiği, anne babalar için ise birçok farklı yeni zorluk ve deneyimle karşılaşıldığı dönemdir. Bu süreç içerisinde çocukların bağımsızlıklarını kazanma, kendi kararlarını verme ve çevresini keşfetme isteği artar. Bu doğal gelişim süreci bazen anne ve babaların günlük hayatından farklı sorunlara sebep olabilir.
Kreş ya da anaokuluna başlayan çocukların her şeye itiraz etmesi, yemek yeme sorunları, oyuncaklarını toplama alışkanlığı, kıyafet seçimi ve aynı yatakta uyuma gibi konularda sorun çıkarması birçok ailenin ortak yaşadığı sorunlardır. Bu sorunlara karşı etkili bir strateji geliştirmek, hem çocukların çok daha sağlıklı gelişim göstermesini destekler hem de aile içi huzuru korur. Bu noktada anne babaların yapabileceği hataların en büyüğü çocukla inatlaşmaktır. Çocuk psikolojisi göz önünde bulundurularak çocuğun uyum sürecinde ona destek olmak son derece önemlidir.
Çocukların kreş ya da anaokuluna uyum sürecinde sebepler farklılık gösterebilir. Güven duygusunu oluşturmak, pozitif deneyimler yaratmak, kademeli olarak alıştırma, düzenli bir rutin oluşturmak, fiziksel rahatsızlıkları göz ardı etmemek, sosyal beceri gelişimlerini desteklemek, çocuğa karşı sabırlı olmak çocuğun anaokuluna gitme sürecini daha kolay hale getirebilir. Ayrıca çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirebilmesi için onun duygularını ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışarak ona destek olabilirsiniz.
Anaokulu ve kreşe uyum sağlama sürecinin sorunsuz şekilde ilerlemesi için anaokulu seçimi konusunda dikkatli olmak çok önemlidir. Erden Anaokulu; kreşe gitmek istemeyen çocuklar için en doğru adımları atarak okula gitmeme isteği ile baş edebilen profesyonel bir kurumdur. Uzun süredir okul öncesi eğitim alanında hizmet veren Erden Anaokulu ile çocuğunuzun gelişimine destek olmak için hemen web sitemizi ziyaret edebilir ve alanında uzman ekibimizle irtibat kurabilirsiniz. Anaokulunda kalite ve güvenin tek adresi olan Erdem Anaokulu sürekli olarak büyümeye devam ediyor.